9 Aralık 2017 Cumartesi

MAYA


        


        Mayalar; tek hücreli canlılar grubunda bir çeşit mantardır, içine katıldığı besinlerin yapısını değiştirerek ( besinlerdeki şekeri parçalayıp alkol ve karbondioksit açığa çıkarırlar.) farklı ürünler elde etmek için kullanılırlar. Besinlerin yapısına girerek özünü değiştirirler...
            Maya demişken bu bilgiyi vermeden geçmek olmazdı. Peki biz İNSANOĞLU' nun da bir mayası var mıydı acaba? 

  

       Hiç düşündük mü? Yoktan var etmek, korumak, kollamak, yok etmek (helak etmek), bağışlamak, merhamet etmek ve TEK olmak gibi daha bir çok özelliğini, kısmen taşıyor muyuz acaba insanoğlu olarak, Yüce Yaratıcının...  Yaradanın biz insanoğlunu yaratırken ruhundan üflediği neydi? Bize ne kattı acaba? Akıl mıydı? yoksa ruhumuzun ta kendisi miydi!    
      Yüce Yaradan Allah (c.c.) İnsanı yarattı ve ona ruhundan üfledi. Kendi Öz varlığından! Kutsal Kitabımızda bildirildiği üzere özümüzde "O" büyük Kudretin izlerini taşıyoruz şüphesiz...
     İnsan aklını kullanarak üretir var eder hatta tabiri caizse yoktan var eder. Şu an var olan bir çok şey önceleri yoktu. Çok eski çağları düşünürsek doğada ham olarak var olanlar nesnelerden (taş toprak su ağaç vs.) olmayan nesneleri var ettik aslında..Aklımızı kullanarak, bilimi ve ardından da teknolojiyi kullanarak  olmayan bir çok şeyi  ürettik meydana getirdik. Yüzyıllar önce yaşayan insanlara şu an var olan teknolojiyi gösterme imkanımız olsaydı eğer, bunun ilahi güçler tarafından meydana getirildiği düşünülürdü şüphesiz. Bunları meydana getirebilecek kudreti ve aklı kendilerinde asla bulamazlardı o günün insanları. Yani insan kendi yaptıklarına bile şaşar kalırdı. İnanamaz, anlam veremezdi. Akıl böyle bir şeydi. İnsanoğlu için kendi Kudretinin göstergesiydi.
      Bütün bunların yanında bir de hala tanımlayamadığımız, Ruh dediğimiz bir olguya sahipti insanoğlu. Bilimin henüz tam olarak tanımlayamadığı anlamlandıramadığı Ruh olgusu!
      Merhamet, vicdan, sevgi, aşk, hırs, kin, nefret ve daha bir çok kontrol edemediğimiz duygular, Ruhun tanımında mı var mıydı acaba? Mesela bizden olanı çok sever, merhamet ederiz yoğun bir koruma ve kollama duygusu duyarız onlara, yani çocuklarımıza karşı. Güzel olanı severiz hatta aşık olup gönülden bağlanırız, kıymet veririz. Kötüden kötülükten nefret eder ve hatta kötüye, kötülüğe karşı yok etme cezalandırma isteği bile duyarız bazı zamanlar..Acaba Ruh olgusu muydu bunları kontrol eden?
   Bununla beraber özgür kılınmış irademiz de vardı. İstediğimizi yapar istemediğimizi yapmayız. Yani bu dünya da takdir yetkisi bize aittir çoğu zaman..
    Tüm bunlara baktığımız da aklımız, ruhumuz ve özgür irademizde acaba Yüce Yaradanın izleri mi vardı? diye düşünmemek içten bile değil aslında...     ve acaba MAYALANDIK MI? Yaradan tarafından! varın siz düşünün...

   Ne der MEVLANA Hazretleri; " Bozuk olunca maya; ne ar tanır ne haya."

 Kutsal Kitabımız da bu konu bizlere şu şekilde bildirilmiştir;

  "Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!»"  Hicr-29

   "Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın." Sad-72  


Mayası sağlam olanlardan olabilmek dileğiyle...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder